Mesaj Sayısı : 1046 Points : 2741 Kayıt tarihi : 10/12/10 Yaş : 54 Nerden : İSTANBUL
Konu: GÖrevİmİz Evlat Olmak Cuma Mart 04, 2011 7:49 am
Bir genç vardı. Anne ve babası kendisine ne iş buyursa canı sıkılırdı. İtiraz ederdi isyankâr davranırdı. Elbette bu genç tamamen haksız değildi.
Anne ve babası yılların birikimi bir asabiyetle sinirli ve alıngandılar. Sabah geç kalksa “Neden geç kalkıyorsun?” Bir yerden geç gelse “Nerelerdeydin?” derlerdi. Hele iş yaparken bütün angarya işleri ona buyururlardı. Yaptığı işleri beğenmezlerdi devamlı şöyle yap diye tarif ederlerdi.
Bu gençte bu bitmek tükenmek bilmeyen angaryalardan işlerden ve karışmalardan bıkmıştı. Evden kaçmayı bile düşünmüştü! Biliyordu; “İnsan hürdür fakat Abdullah’tır.”
’a kul olmak ancak O’nun emirlerini yerine getirmekle gerçekleşir. İşte bu genç “Onlara öf bile deme!” İlahi emri gereğince yüreği cız ederdi. İsyankâr her davranışı yüreğine bir kor gibi düşerdi.
Bir gün bu genç şöyle düşündü. Madem onlar beni küçükken bir çiçek gibi kolladılar gecelerini gündüzlerine katarak bana baktılar. Yemediler yedirdiler giymediler giydirdiler. Madem benim kulluk görevim onları memnun etmek ve ben bu noktada memurum. Öyle ise bana ne emretseler yapacağım. Vazifem onlara hizmettir onlara akıl vermek değildir. Diye düşündü. Onlara emir bekleyen bir memur gibi teslim oldu.
Bu karardan sonra onlar ne buyursa hemen yerine getirdi. Bu istek mantıklı mantıksız vakitli vakitsiz yerli yersiz hiç önemli değildi. Yeter ki haram bir şey emretmesinler… Her isteklerini yaptı.
Artık günler ve geceler Onun için en mutlu günler oldu. Gencin yerine getirdiği ilahi emrin neticesi olarak evdeki o eski bağrışmalar bitti. Eve huzur geldi.
Bu genç bir gün annesini kaybetti. Fakat öyle güzel hatıralar hayaline işlemişti ki; sanki annesiyle yine hep beraber. Kulağı annesinin buyuracağı işe hazır bir şekilde bekliyor… Annesinden ayrılığını babasının varlığıyla bir derece hissetmiyor…
Ne mutlu anne ve babasını üzmeyenlere! Ne mutlu ’ın buyruğuna sağır olmayanlara!