Birdemetgül ADMİN
Mesaj Sayısı : 1046 Points : 2741 Kayıt tarihi : 10/12/10 Yaş : 54 Nerden : İSTANBUL
| Konu: İbretli Bir Hikaye Cuma Mart 04, 2011 3:00 am | |
| Meşhur olduğu üzere büyük emirlerden birisi Medine’ye insanları tedavi etmesi için uzman bir doktor gönderdi. Bu doktor bir müddet Medine’de kaldı ama ona müracaat edenler çok azdı veya müracaat eden hiç kimse yoktu. Bu meseleye şaşıran doktor Resulü’nün (s.a.a) huzuruna vararak şikayette bulundu. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Bu şehrin durumu böyledir zira ben insanlara tam iştahları olmadıkça yemek yememelerini ve henüz doymadan yemekten el çekmelerini söyledim.” O doktor şöyle arz etti: “Siz tıp ve sağlığın bütün kanunlarını bu bir emrinizle beyan etmişsiniz. Bu yüzden bu şehrin halkı kolay kolay hasta olmamaktadırlar.
Ali (a.s) yemeğe başlamak hususunda çok önemli bir tavsiyede bulunarak şöyle buyurmuştur: “Yemeğe tuzla başlayınız. Eğer insanlar tuzda olan faydaları bilselerdi, onu denenmiş ilaçlara tercih ederlerdi.”
Resulü (s.a.a) sıcak yemek yemeyi yasaklamış; ’ın, sıcaklığı gitmiş yemekleri bereketli kıldığını ilan etmiş ve soğuması için yemeğe üfürülmesini de yasaklamıştır.
İnsan yemek yerken yanında bir canlı varsa insanın ona teveccüh etmemesi şiddetle yasaklanmıştır.
Necih şöyle diyor: “İmam Hasan-ı Mücteba’yı (a.s) yemek yerken gördüm, karşısında bir köpek durmuştu, bir lokmayı kendisi yiyor ve bir lokmayı da köpeğe veriyordu. Ona şöyle arz ettim: Neden bu hayvanı buradan kovmuyorsunuz? ” İmam şöyle buyurdu: “Bırak kalsın; ’tan, canlı bir hayvan yemek yediğimde bana bakarken ona karşı ilgisiz kalmaktan haya ediyorum.”
Evet, hem yemek, hem de yedirmek gerekir. Zira yemek bedenin bir gereğidir. Yedirmek ise ahlak ve yüceliğin tecellisidir. İhtiyaç sahiplerinin sıkıntılarını gidermek Hak Teala'nın rahmet lütuf ve mağfiretine sebep olmaktadır.
Bu konuda, aileye, akrabalara ve insanlara karşı sıkı davranmak insaftan uzak bir davranıştır ve de şeytanın rengine bürünmektir.
Hz. Hasan-ı Mücteba (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sofrada on iki haslet vardır ki her Müslümanın onları tanıması gerekir: “Nimeti ve nimet yaratıcısını tanımak, günlük işlerinde hakkın takdirine rızayet göstermek, yemek yerken bismillah demek, yemek yedikten sonra nimete şükretmek, yemek yemeden önce abdest almak, sol tarafına oturmak, üç parmağıyla yemek, parmaklarını yalamak, önüne bırakılandan yemek, lokmayı küçük tutmak, güzel çiğnemek ve sofrada oturanlara az bakmak.”
İmam Rıza (a.s) da şöyle tavsiyede bulunmuşlardır: “Gece az yiyiniz zira; az ve hafif yemek, liyakatinize ve zayıflığınıza yardımcı olur.”
Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kimin nezdinde tesbihi ve ’ı övmesi çok, yiyeceği, içeceği ve uykusu az olursa, ilahi meleklerin iştiyakına mahzar olur.”
Hakeza Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Elbise, yiyecek ve içecek hususunda beden ve karınlarınıza insaflı davranınız; şüphesiz bu riayet nübüvvetin bir parçasıdır.”
Ali (a.s) da şöyle buyurmuştur: “Az yemek, nefsin yüceliği ve sıhhatin devam sebebidir.”
|
|
| |
|